Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ilişkin "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi" verilerini paylaşarak Türkiye'nin nüfusunun 2023 yılına göre 292 bin 567 kişi artarak toplamda 85 milyon 664 bin 944 kişiye ulaştığını bildirdi. Bununla birlikte, yaşlı nüfus oranında dikkate değer bir artış gözlemleniyor. Özellikle bazı illerde 65 yaş ve üzeri bireylerin oranı önemli boyutlara ulaşmış durumda.
YAŞLI NÜFUS ORANI TÜRKİYE'DE HIZLA YÜKSELİYOR
TÜİK verilerine göre, Türkiye genelinde yaşlı nüfusun oranı hızlı bir şekilde artış göstermekte. Çanakkale, Edirne, Tunceli, Çorum ve Balıkesir gibi illerde her 100 kişiden 17’sinin 65 yaş ve üzeri olduğu görülüyor. Bu illerde yaşlı nüfusun artışı, Türkiye’nin demografik yapısındaki değişimin açık bir göstergesi. Ayrıca, Çankırı ve Artvin gibi bölgelerde bu oran yüzde 18'e, Giresun'da ise yüzde 19'a ulaşmış vaziyette.
EN YÜKSEK YAŞLI NÜFUS ORANI KASTAMONU VE SİNOP'TA
Kastamonu ve Sinop,Türkiye'nin en yaşlı şehirleri arasında dikkat çekiyor. Bu iki ilde de 65 yaş ve üzeri nüfus oranı yüzde 20 seviyesine ulaşmış durumda. Bu durum, bu illerin yaşlı nüfus açısından ülke genelinde en üst sıralarda yer almasını sağlıyor.
TÜRKİYE’NİN EN YAŞLI İLLERİNDEKİ DURUM NASIL?
TÜİK verilerine dayanan güncel rapora göre, Türkiye'nin en yaşlı illeri şunlardır:
- Çanakkale – Her 100 kişiden 17’si 65 yaş ve üzeri
- Edirne – Her 100 kişiden 17’si 65 yaş ve üzeri
- Tunceli – Her 100 kişiden 17’si 65 yaş ve üzeri
- Çorum – Her 100 kişiden 17’si 65 yaş ve üzeri
- Balıkesir – Her 100 kişiden 17’si 65 yaş ve üzeri
- Çankırı – Her 100 kişiden 18’i 65 yaş ve üzeri
- Artvin – Her 100 kişiden 18’i 65 yaş ve üzeri
- Giresun – Her 100 kişiden 19’u 65 yaş ve üzeri
- Kastamonu – Her 100 kişiden 20’si 65 yaş ve üzeri
- Sinop – Her 100 kişiden 20’si 65 yaş ve üzeri
Türkiye'de yaşlı nüfusun giderek artışı, sağlık, sosyal güvenlik ve ekonomik boyutlardan ötürü önemli sorunlar doğurmakta. Özellikle yaşlı nüfus oranının yüksek olduğu bölgelerde sağlık hizmetleri ve yaşlı bakımına yönelik yatırımların artırılması gerektiği belirtiliyor. Bu demografik değişim, önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin genel yapısını ve politika geliştirme süreçlerini etkileme potansiyeline sahip.