İmralı Adası'nda gözaltında bulunan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme yönünde bir çağrı yaptı.
Öcalan’ın mesajı, DEVA Partisi İmralı heyeti tarafından kamuoyuna duyuruldu.
Terör örgütünün lideri Öcalan'ın iletisi şöyledir: “Teori, program, strateji ve taktik açısından, yüzyılın reel-sosyalist sisteminin derin etkisi altında kalmıştır. 1990’lı yıllarda reel-sosyalizmin içsel nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülme süreci, ifade özgürlüğünde meydana gelen gelişmelerle birleşerek, PKK’nin anlamsızlaşmasına ve aşırı tekrarına neden olmuştur. Bu sebeple, PKK'nin varlığı, süreç içinde tamamlanmış ve feshi kaçınılmaz hale gelmiştir.”
"KONGREYİ TOPLAYIN VE ÖRGÜTÜ FESHEDİN"
Öcalan, PKK’ya kongreyi toplayıp kendilerini feshetme konusunda çağrıda bulundu. “Sayın Devlet Bahçeli’nin yönlendirmesi ve Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu kararlılık ile diğer siyasi partilerin bu çağrıya olan olumlu yanıtları ışığında, silah bırakmamız gerektiğini ifade ediyorum ve bu çağrının tarihi bir sorumluluğunu üstleniyorum.” dedi.
"PKK'NIN ÖMRÜ TAMAMLANDI"
Öcalan'ın tam metin mesajı aşağıda yer almaktadır:
“PKK; 20. yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve küresel soğuk savaş ortamlarının etkisiyle doğmuş, Kürt kimliğinin inkarı gibi özgürlük kısıtlamalarının yarattığı bir ortamda şekillenmiştir.
Teorik ve stratejik açıdan yüzyılın reel-sosyalizminin etkisinde kalmıştır. 1990’larda bu sistemin iç sebeplerle çöküşü, ülkede kimlik inkarının çözülmesiyle ifade özgürlüğünde yaşanan pozitif gelişmeler, PKK’nin anlamsızlığa ve aşırı tekerrüre düşmesine sebep olmuştur. Dolayısıyla, tarihi misyonunu tamamlamış ve feshi gereklilik arz etmektedir.
Öcalan'ın son görüşmeden paylaşılan görüntüsü Türk ve Kürt toplulukları, bin yılı aşkın bir süre boyunca, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı direnmek amacıyla, çoğunlukla dayanışma içinde olmayı zorunlu görmüşlerdir.
Kapitalist modernitenin son 200 yıldır bu birlikteliği bozmayı hedef alması, birçok yapıyı da bu amaca hizmet eder hale getirmiştir. Cumhuriyetin tek tipçi anlayışlarıyla sürecin ivmesi hızlanmıştır. Günümüzde oldukça kırılgan hale gelen tarihi ilişkiyi, kardeşlik ruhu çerçevesinde yeniden yapılandırmak esas bir görevdir.
Demokratik bir toplum oluşturma ihtiyacı şüphesizdir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun ve kapsamlı isyanı olan PKK'nın, bu ortamda varlık göstermesi, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmaktadır.
Aşırı milliyetçi yaklaşımın kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkan; ulus-devletler, federatif yapılar, özerklik ve kültürel çözüm önerileri, tarihi toplumsal sosyolojinin ihtiyaçlarına yanıt verememektedir.
“DEMOKRASİ DIŞI BİR YOL YOKTUR"
Herkese saygı göstermek, bireylerin özgürce kendilerini ifade edebileceği ve demokratik temelde örgütlenebileceği bir ortamın varlığı, ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı, ancak demokrasiyle taçlandığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve uygulamaları için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntem olmalıdır.
Barış ve demokratik toplum dönemi, gerçekliğe uygun bir dil geliştirilmesini gerektirmektedir.
“ÇAĞRININ TARİHİ SORUMLULUĞUNU ÜSTLENİYORUM”
Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu irade ve diğer siyasi partilerin bu çağrıya ilişkin olumlu tutumları ile bu ortamda silah bırakma çağrısı yapmayı ve bu tarihi sorumluluğu üstlenmeyi gerektiriyor.
Her modern toplum ve parti, zorla sona erdirilemeyecek varlıkları ile devlet ve toplum ile bütünleşmek adına kongre düzenlemeli ve tüm gruplar silah bırakmalıdır; PKK kendini feshetmelidir.
Ortak yaşama inanan herkese selamlarımı gönderiyorum.”
DEVA Partisi İmralı heyeti ÖCALAN'IN GÖRÜNTÜSÜ PAYLAŞILDI
Açıklama öncesinde yapılan görüşmeye ait fotoğraflar yayınlandı. Görüntülerde, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın da yer aldığı gözlemlendi.
Öcalan’ın arkasında, İmralı Adası'nda tutuklu olan diğer mahkumların da bulunduğu dikkat çekti.
HEYETTE 7 KİŞİ VARDI
DEVA Partisi’nin bugün gerçekleştirdiği İmralı ziyaretinde 7 kişi yer aldı.
Daha önce İmralı'ya iki kez giden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın yanı sıra, DEVA Partisi Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları Oruç, İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, Ahmet Türk ve Avukat Faik Özgür Erol da görüşmeye katıldı.
DEVA Partisi İmralı heyeti, Taksim'deki otel girişinde AÇIKLAMA İSTANBUL'DA YAPILDI
İmralı'daki görüşmeleri tamamlayan heyet, ardından İstanbul'a geçti.
Taksim'deki bir otelde yapılan basın toplantısına medya mensupları yoğun ilgi gösterdi. Açıklama öncesinde otel önünde kalabalık bir grup toplandı.
Açıklama Taksim'deki otelin konferans salonunda gerçekleştirildi SÜREÇ BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMASIYLA BAŞLADI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024'te "Eğer teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşabilir. Terörün sona erdiğini ve örgütün lağvedildiğini ilan etsin." demişti.
Bahçeli, bu açıklamanın ardından kısa bir süre içinde DEM Parti heyetine İmralı'ya gitme izni verilmesini istemişti.
26 Kasım 2024'te DEVA Partisi, terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan ile İmralı'da iletişim kurmak için Adalet Bakanlığı'na resmi başvuruda bulunmuştu.
9 Aralık 2024'te Bahçeli, TBMM'de bütçe görüşmeleri kapsamında, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın yeni bir başlangıç çağrısında bulunduğu konuşmasının ardından Bakırhan'ı alkışlamıştı.
Süreç, Bahçeli'nin 22 Ekim'de yaptığı açıklama ile başlamıştı Bakırhan, konuşmasında, "2025 yılında, Cumhuriyetin 103. yılı itibarıyla yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bu Meclis, demokratik cumhuriyetin kurulmasını üstlenme onuruna sahiptir. 85 milyonun kendisini ait hissedeceği bir ülkenin varlığı bu Meclis’e aittir” ifadelerini kullandı.
27 Aralık 2024 tarihinde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEVA Partisi'nin görüşme talebine olumlu yanıt verildiğini açıkladı.
DEM Partisi heyetinin PKK lideri Öcalan ile ilk görüşmesi 28 Aralık Cumartesi günü, ikinci görüşmesi ise 22 Ocak Çarşamba günü gerçekleştirildi.
Bu süreçte heyet, siyasi partilere de ziyaretlerde bulundu.
Heyet, 16 Şubat Pazar günü Erbil’de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ile ve Irak'taki Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesut Barzani ile biraraya geldi.
17 Şubat Pazartesi günü ise Süleymaniye’de Bafil Talabani ve Kubat Talabani ile bir araya geldi.
DEVA Partisi İmralı heyeti süreç boyunca Meclis'te pek çok görüşme gerçekleştirdi SORUNUN GEÇMİŞİ
“Çözüm süreci, açılım süreci, demokratik açılım veya Kürt açılımı” olarak adlandırılan bu süreç, AK Parti döneminde önemli gelişmelere sahne olmuştur. Sürecin koordinatörlerinden Beşir Atalay, çözüm sürecinin, Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005 yılında Diyarbakır'daki konuşmasının bir işareti olduğunu ve 2009’da başlatılan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile demokratik açılımın devamı niteliğinde olduğunu belirtmiştir.
21 Mart 2013 tarihinde, hükümet ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerin ardından, Abdullah Öcalan'ın mektubu, Nevruz etkinlikleri sırasında hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Diyarbakır'da okunmuştu. Öcalan, mektubunda PKK'nın silahlı unsurlarının Türkiye sınırlarından çekileceğini ve silahlı mücadeleye son verileceğini bildirmişti. Terör örgütü bu talimatlara uyacağını belirtmiştir.
25 Nisan 2013'te PKK, tüm silahlı unsurlarını Türkiye topraklarından Kuzey Irak'a çekeceğini duyurmuştur.
4 Nisan'da hükümet, çözüm sürecini halka anlatmak ve teşvik etmek amacıyla yedi bölge komisyonundan oluşan Akil İnsanlar Heyeti'ni kurmuştur. 28 Şubat 2015 tarihinde Öcalan'ın PKK’ya silahsızlanma kongresi için yapacağı çağrının bu tarihlerde Kandil ve İmralı'da anlaşmaya varıldığı yönünde haberler çıkmıştır. Ancak bu tarihten sonraki görüşmeler ve açıklamalar sonrası sorunun çözümünde somut bir ilerleme sağlanamamıştır.
